Birlikte başlayacağımız terapi sürecinde yalnız olmadığınızı
hissedeceksiniz. Karşılıklı kuracağımız güven ilişkisi içinde, içe doğru
yol alıyor olacağız. Duygularınıza eşlik eden, yargısız, güven veren
kabul gördüğünüz bir ilişki, terapi sürecimizin özünü oluşturacak.
Görüşmelerimizde, yaşadığınız duyguları anlamanızı, sizi işlevsiz
bırakan düşünce şekillerini, oluşmuş yanlış inançları fark etmenizi
sağlayarak ihtiyacını hissettiğiniz değişim, kuracağımız işbirliği ve
terapi sürecine dair istekliliğinize bağlı olarak başlamış olacak.
Neden Değişim Süreci?
Gündelik hayatınızı eskisi gibi sürdürmekte
zorlanıyorsanız ya da yaşadığınız hayata yeniden bakmak istiyorsanız
terapi süreci gereklidir. Her birimiz, eylemlerimizin, tercihlerimizin,
yaşadığımız hayatın bir anlamı olduğuna inanmak isteriz.
Psikoterapi, sadece psikolojik rahatsızlıklar ile sınırlı ve ilişkili değil; aynı
zamanda ruhsal dünyasında farkındalık kazanmak isteyen herkes içindir!
Ankara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) bölümü
2003 yılı mezunudur. Yüksek lisans eğitimini yine Ankara Üniversitesi
PDR bölümünde tamamlayarak 2007 yılında uzmanlığını almıştır.
Devlet ve özel okulların psikolojik danışmanlık birimlerinde 8 yılı aşkın bir
süre, ergen ve aileleriyle etkin olarak çalışmıştır.
Özel sektör deneyimi sonrası, 4 ay boyunca Tayland, Kamboçya, Nepal, Hindistan'da
çeşitli projelerde gönüllü olarak çalışarak yolculuk yapmıştır.
Köklü bir sivil toplum kuruluşunda, 4 yıl süreyle üniversite öğrencileri ve
yetişkinleri kapsayan 350 katılımcının yer aldığı ''Mentorluk Projesi'’nin koordinatörlüğünü
gerçekleştirmiştir.
AB ile ÇSGB' nın finanse ettiği Trakya Kariyer Projesi' nde 'kıdemli uzman' olarak,
üniversite öğrencilerine kariyer alanında eğitimler vermiş, grup kariyer
danışmanlık süreçlerini yönetmiştir. Hotel ve çeşitli şirketlere 'işyeri psikoloğu' olarak hizmet
vermektedir.
- Dr. Emel Stroup’tan ‘Kognitif Terapi Yönelimli Klinik ilk Görüşme &Terapi Becerileri', 'Kognitif
Terapi’nin Anksiyete Tedavisinde Uygulanması’ ve 'Kognitif Terapi’nin
Obsesif Kompulsif Tedavisinde Uygulanması’’ eğitimlerini almıştır.
- Psikiyatrist Dr. Alp Karaosmanoğlu’nun ‘Şema Terapi’ eğitimlerine
katılmıştır.
- Varoluşçu Psikoterapiler Derneği’nden iki yıl süren 'Varoluşçu Analiz Eğitimi’’ni tamamlamıştır.
- A.Özbek Psikodrama Enstitüsü'nden 1 yıl kadar "Psikodrama" eğitimi almıştır.
- CETAD'ın (Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği) vermiş olduğu, "Cinsellik ve Cinsel
işlev Bozuklukları" temel eğitimini tamamlamıştır.
- Davranis Bilimleri Enstitüsü'nden EMDR 1.Düzey egitimini bitirmiştir.
- Şiddetsiz İletişim Derneği'nin temel eğitim programlarına katılım sağlamıştır.
- Varoluşçu Psikoterapiler Derneği'nde yönetim kurulu üyeliği, yardımcı eğitmen asistanlığı
yapmıştır.
Bireysel terapi sürecinde "güven" çok önemlidir. Güven hissinin,
terapinin özü olduğu inancını taşıyarak terapi ortamına taşıdığınız
sorunun doğasına, kişilik özelliklerinize ve beklentilerinize uygun
terapi yöntemi seçerek ilerliyorum. Terapinin süresi ve içeriğini sizin
ihtiyacına göre birlikte belirliyoruz. Bununla birlikte ideal olarak
haftada bir düzenli devam eden seansların etkili sonuç verdiğini; her
hafta takvimlendirmek mümkün değilse de iki haftada bir görüşmenin
mümkün olduğunu paylaşabilirim. Aranın iki haftadan fazla olması süreci
etkisiz kılabilmektedir. Çalışma alanlarımın dışında bir süreç söz
konusu ise sizi, psikiyatr ya da o alanda uzmanlaşmış bir terapiste
yönlendirmeyi süreciniz ve mesleki etik açısından çok önemli buluyorum.
İzlediğim Ekol:
- Bilişsel Davranışçı Ekol
- Şema Terapi ve Varoluşçu terapi Ekolü
- Çalışma Gruplarım: Yetişkinler ve Ergenler
Çalışma Alanlarım:
- İlişki sorunları, bağlanma problemleri, ilişkilenememe
- Duygusal ya da zihinsel karmaşa
- Kendini ve duygularını ifade sorunları
- Aile ile ilgili yerleşik sorunlar
- Travmalar ve travma sonrası stres bozukluğu
- Kayıp ve yas dönemi
- Kaygı bozuklukları
- Takıntılar
- Kendine ya da başkalarına güven sorunları
- Duygusal yeme
- Uyum zorlukları, yalnızlık, kültürel farklılıklar
- Ülke ya da şehir değişikliği sonrası yaşanan adaptasyon sorunları ve uyumlanmada zorluk
- Kararsızlık, eylemsizlik, erteleme
- Sınır koyamama, koruyamama ile ilgili sorunlar
- İşyerine dair dinamikler ve işsizlikle ilgili problemler
- İş ya sektör değiştirme
- İş kaybı tehlikesi Stresli çalışma programı
- İşveren ve iş arkadaşlarıyla anlaşmazlık Öfke yönetimiyle ilgili problemler
- Yüksek lisans, doktora programlarını bitirme zorlukları
- Yönünü belirleme ile ilgili sorunlar Kendini gerçekleştirmede yaşanan zorluklar
- Anlam arayışı / anlamsızlık krizleri
- Yabancılaşma, yalıtım, ait hissedememe
Ergen Danışmanlığı
Ergenlik dönemini belki de en uygun anlatan tanımdır,"Fırtına ve Stres Dönemi".
Ergenler de, tıpkı yetişkinler gibi varoluşlarında bazı zorlu süreçlerden geçebilirler.
Ve aileler çocuklarının içinde bulunduğu bu gelişim sürecinin sıkıntılarını geç farkedebilir
ya da nasıl sağlıklı bir yaklaşım içinde olabilecekleri konusunda destek almak isteyebilirler.
Ergenin bu süreci sağlıklı tamamlayabilmesi için, yaşanan sorunların, ergenin etkileşime girdiği
çevrelerle (aile-okul-yakın sosyal çevre) birlikte ve uygun yaklaşımlarla ele alınabilmesi gereklidir.
Ergen danışmanlığımın amacı, ergenin geçirdiği bu zorlu dönemde ona yardımcı olmaya çalışmak ve
ailelere gerekli rehberliği sağlamaktır. Ergenlik döneminde yaşanan değişim içinde kendini tanıma,
anlama, anlamlandırma zorlukları
- Akademik performans, sınav kaygısı
- Geleceğe dair yön belirsizlikleri
- Aile içi çatışmalar ve iletişim becerileri
- Ebeveyn boşanması öncesi ve sonrası yaşanan duygusal zorluklar
- Arkadaşlar arası dinamiklerde yaşanan çatışmalar
- Ergenlik dönemi kimlik edinimi
- Cinsel gelişime ve beden algısına dair sorunlar
- Özgüven sorunları
- Kendini ifade etme becerilerine destek
- Kayıp ve yas dönemi
- Aidiyet hissi
- Sınır koyma ve koruma becerileri
- Öfke, kendine zarar verme eğilimleri
Online-terapi, özellikle farklı ülke ve şehirlerdeki kişilerle terapi görüşmesi yapmayı mümkün kılan internet ortamında kurulan görüntülü bağlantı aracılığıyla görüştüren bir yöntemdir.
Bulunduğunuz bölgede koşulları size uygun bir psikoterapist bulmakta zorlanıyorsanız, şartlarınız gereği gidecek zamanı planlamakta zorluk yaşıyorsanız, pandemi nedeniyle ya da çeşitli sebeplerden evden görüşmeye ihtiyaç duyuyorsanız ya da yabancı bir ülkede yaşıyor ve kültür, dil ,erişim zorlukları gibi sebeplerden ötürü terapi sürecinize başlayamadıysanız online terapi size uygun olabilir.
- Telefonla görüşmeler ,e-posta ile yazışmalar şeklinde
yapılmamaktadır.
- Ücretsiz danışma hattı değildir.
- Psikiyatrik atak veya psikiyatrik kriz durumları için uygun
değildir.
- 18 yaşından küçük bireylerle psikoterapi için uygun değildir.
- Aile ve çift terapisi için uygun değildir.
- İntihar düşünceleri ve kendine zarar verme gibi kritik durumların
varlığında uygun değildir. · Kişinin başkaları tarafından zarar gördüğü
durumlar için uygun değildir.
- Madde bağımlılığının tedavisi için uygun değildir.
Üst bölümden yazılanlar size uygun ise; iletişim bölümünden bana ulaşabilirsiniz. İlk olarak, sorununuzun yardım edebileceğim bir konu olup olmadığına ve online-görüşmeyle ele alınmaya uygun olup olmadığına dair bir ön değerlendirme yapmamız sağlıklıdır. Bu değerlendirme öncelikle sizin haklarınızı korumak için gereklidir. Bunun için lütfen e-posta ya da telefon aracılığıyla benimle iletişime geçip durumunuzu detaylandırmadan başlık halinde paylaşınız.
Yüz yüze seans görüşmelerinde olduğu gibi, seans süresi 50 dk'dır. Seans sıklığı, ideal olarak haftada bir görüşmeler şekilde yürütüldüğünde en etkili sonucu vermektedir. Her hafta görüşmek mümkün değilse on günde bir ya da iki haftada bir görüşmek de mümkündür. Aranın iki haftadan fazla olması süreci etkisiz kılmaktadır.
Güncel bir bilgisayar veya tablet ile kolayca bağlantı kurabilirsiniz.
Bu işlem için aşağıdakiler yeterli olacaktır;
- Hızlı bir internet servisi (Önerilir)
- Bir bilgisayar veya tablet
- Skype programını indirmek
- Skype için bir kullanıcı hesabı oluşturmak (Kullanıcı hesabınız varsa
bu işleme gerek yoktur.)
İnsan; organizasyonların en küçük ama en güçlü kaynağıdır.
Bu nedenledir ki; şirketlerin yapması gereken yatırımların en büyüğünü
önce insanlar hak eder.
Güçlü bir organizasyon için, barışçıl ve adil ortamlara, sinerjisi
yüksek ekiplere ve bu ekipler için de, mutlu ve motive insanlara
ihtiyacımız vardır.
- Yapılan araştırmalarda, çalışma sebeplerinde maaş önemli bir faktör
gibi görünse de; çalışanlar aldıkları maaşın yanı sıra, huzurlu ve
barışçıl bir iş ortamı aramaktadır.
- Çalışanların çoğunlukla işten ayrılma sebepleri, ekip arkadaşlarıyla
veya üstleriyle olan iletişimsizliklerden kaynaklanmaktadır.
- Çalışanların işten izin almaların yüksek oranı bedensel sağlıkla
ilgili gibi gözükse de; altında yatan sebeplerin büyük oranı psikolojik
temelli olduğu görülmektedir.
- İşyerinizde sürdürülebilir bir iyilik iklimi oluşturmak, - Aynı zamanda öğrenmenin ve kişisel gelişimin devam ettiği yaşayan bir yer haline dönüştürmek için ‘Eğitim ve Psikoterapi Destek’ hizmeti sunmaktayım.
1,5 yıla yakın iş sebebiyle yurt dışında yaşıyorum. Aycan hanımla görüşmeye başlamadan önce yaşadığım ülkeye kendimi bir türlü ait hissetmiyordum. Sosyal bir insan olmama rağmen yakın ilişki geliştirebildiğim kimsenin olmayışı ve dil farklılıkları, kültürel farklılıklar gibi sebeplerle yalnızlık duygusuna kapılmaya başlamıştım. Bunu isteksizlik ve zamanla iş hayatıma da yansıyan yetersizlik duyguları takip etti. Yakın arkadaşımın tavsiyesiyle Aycan Hanım’a ulaştım. Yurtdışında olduğum için Skype üzerinden online terapi fikri beni rahatlattı. Çünkü kendi ülkemden, anadilimde seans almak istiyordum.
Haftalık seanslar hayatımın bir parçası olmaya başladıkça üzerimdeki gerginlik ve yalnızlık duygusu gitmeye başladı. Aycan Hanım’ın bana sorduğu sorularla yaşadığım duygulara ve ihtiyaçlarımın neler olduğuna birlikte bakabildik. Terapide ilerledikçe risk dediğim şeyleri ne kadar büyütüp baş etme becerimi ne derece küçümsediğimi görmem mümkün olabildi.
Tüm bunları farkedebilmekle harekete geçebildiğim birçok alan oldu ve şu an başlamadan önceki halime oranla çok daha nefes alabilir bir yerdeyim. Terapideki profesyonelliği ve benim değişimimdeki önemli etkisi için Aycan Hanım’a teşekkür ediyorum.
G.Ş / Mühendis
Bundan 2 yıl önce, 12 yıllık iş hayatımı sonlandırıp ,şehir değiştirerek yeniye doğru yol almakla ilgili radikal bir karar almıştım. Bu kararı alırken, ne istemediğimi ve ne yapmayacağımı biliyor fakat hayatımı nasıl yeniden düzenleyebileceğimi hiç bilmiyordum. Kendimi akışa bırakacak ve önüme çıkan fırsatları değerlendirerek yeni bir hayata başlayacaktım. Fakat süreç, hiç de hayal ettiğim gibi olmadı. Uzun süren iş bulamama süreci, bu süreçte aşık olup bir ilişkimin başlaması, geçiş süreci sancıları, sonrasında terkedilme, kızgınlık, yalnızlık, maddi güç kaybı ve daha sayamayacağım nice olumsuz duygu hayatımda bir anda başrol oyuncusu oluverdi. Bu destek arayış sürecimde, fikrine,dünyaya bakışına sonsuz güvendiğim bir arkadaşımın yönlendirmesiyle Aycan Kul' u tanıdım.
O kadar doğru bir zamanda hayatıma girdi ki…Yaşadığım süreci anlattığımda ve devamında gelişen terapi sürecindeki analizleri ve sorduğu sorular kendimle ilgili birçok şey farketmemi sağladı. Profesyonel tutumu ve beni anlaması, bu süreci yalnız baş etmek zorunda kalmamam, tekrardan ümit bulmamı sağladı. Terapi sürecimiz ,kendime olan güvenimi tekrar kazanıp öz itibarımı onarmama ve yeniden bir işe başlama gücü bulmama aracı oldu. Aycan Hanım’ın danışanı olduğum için kendimi şanslı hissediyorum.Çıkışsız kalan terapi desteği almak isteyen herkese öneriyorum.
Zeynep A.
Üniversite Tanıtım İletişim Koordinatörü
2012 yılı, hayatımın birçok alanında sorunlar yaşadığım zor bir dönemdi benim için. Korku ve kaygılarım, gündelik, rutin işlerimi yapamayacak hale getirmişti beni. Gittiğim psikiyatr, kısa bir görüşmenin ardından antidepresan vermişti. Ancak kullandığım ilaçlar, kaygılarımı azaltmadığı gibi uyku düzenimi tamamen bozmuştu. İlaçlara bağımlı kalmak istemediğim ve kendimi gittikçe çaresiz hissettiğim bir anda, bir arkadaşımın tavsiyesi sayesinde Aycan Hanım’la tanıştım. Beni çok içten ve samimi karşıladı. Durumumu anlattığımda gerçekten karşımda pozitif enerjisiyle beni dinleyen, önemseyen biri olduğunu gördüm. Kendimi güvenli bir yerde hissettim...
1 yıla yakın süren terapi süreci, sanırım hayatımın en önemli dönemiydi. Yaşadığım sorunlara özenli yaklaşımı, kendimde fark ettiğim ya da fark etmediğim davranışlarımı çözümlemesi, çaresiz kaldığım anlarda beni profesyonel bir şekilde yönlendirmesi ile Aycan Hanım, değişmeyeceğini sandığım fikirlerimle yüzleşmemi sağladı, hayata bakış açımı değiştirdi. En önemlisi de, kendimi çok iyi tanımama yardımcı oldu! Bugün, eskisinden çok daha farklı, kendini iyi tanıyan ve kendine güvenen bir İdil var. Onu tanıdığım için çok mutluyum. Eğer bir terapi sürecine girmek istiyorsanız, mesleki donanımından hiç şüphe duymadan, gönül rahatlığıyla kendisini tavsiye ederim.
İdil İŞCAN,
Siyaset Bilimi Yüksek Lisans Öğrencisi
Aycan Hanım ile yıllar evvel bir AB Gençlik projesinde çalışma imkanı bulmuş, daha sonrasında ise koordinatör olarak görev yaptığı Mentorluk projesi içinde birçok konuda yardım alma fırsatı yakaladım. Pozitif tutumu, güler yüzü ve en önemlisi farklı bakış açıları sunarak vizyonel anlamda katkı sağlayan bir kişiliğe sahip oluşu, dostluğumuzun ilerlemesine de önemli katkılar sunmuştur. Bir diğer önemli nokta; ise sorunlara karşı çözümleyici yaklaşımı ile büyük problemlerin bile kolayca çözülebileceği konusunda karşı tarafa inanılmaz bir cesaret ve öz güven aşılamasıdır. Kendisi ile yolumuzun kesiştiği için inanılmaz mutluyum.
Derya TALAY,
Arkeolog
Aycan KUL, kendini her daim geliştiren, ufku geniş ve alanında başarılı bir danışmandır. Araştırmalarımda 'psikolojik danışman' görüşüne ihtiyaç duyduğumda mutlaka görüşlerini alırım. Kişisel hayatımda önümü açan analizleriyle değerli katkıları olmuştur. Kendisine referans olmaktan memnuniyet duyarım.
Güney NALBANT,
Arkeolog
Aycan KUL'u lisans ve yüksek lisans döneminden tanırım. Zihni her zaman açık, kendini geliştirmeye odaklı ve yaşamı farklı açılardan görüp deneyimleme güdüsü yüksek bir bireydir. Tesadüfen fark ettim ki; bu yolculuğunda epey yol kat etmiş. Sevgilerimi sunarım.
Özden T.
Toplumun genelinde sık gözlemlediğim bazı yaygın ve çarpık inançlara hem açılım sağlamak; hem de terapi
sürecinize başlamadan önce terapist tercihinde özen gösterebileceğiniz başlıca kriterler neler?
Bu yazımda
onlara bakalım istiyorum.
1.Terapiye gitmek bir zayıflık göstergesidir.
Oysa terapiye başlamak, rahatsız olduğunuz işareti değil, bir sorun yaşadığınızı ve kendi başınıza çözmekte
zorlandığınızı kabul ettiğiniz anlamına gelir ki; bu da bir akıl sağlığı işaretidir. Sorunları saptamak; size
kaygı ve acı veren hislere bakabilmek, kendi dünyanızı anlamaya çalışmak bir zayıflık belirtisinden öte;
olgunluğun, farkındalığın ve cesaretin göstergesidir.
2."Dertlerimi eşime dostuma anlatır, çözerim. Tanımadığım biriyle problemlerimi konuşmanın nasıl bir
yardımı olacağını anlamıyorum."
Tabi ki de arkadaşlarımız, dostlarımızın hayatımızdaki yeri kıymetli ve işlevsel. Zaman zaman bizi çok güzel
toparladıkları olmuştur ama çoğu zaman eş dost tavsiyesiyle çözülemediği, paylaşımların yetmediği, daha
aydınlatılmaya ve anlamaya ihtiyaç duyduğunuz kendinize dair süreçleriniz ve problemlerin işaret ettiği daha
derin duygular var olmaktadır.
Ya da arkadaşlarınızla paylaşmakta güçlük çektiğiniz, kendinize saklamayı tercih ettiğiniz ama kendi içinizde de
ne yapacağınıza , nasıl bir yön vereceğinizi de bilemediğiniz düşünceler, hisler ve yaşantılar vardır.
Böylesi süreçlerde duygularınızla baş başa kaldığınızda, ‘’kendi kendime çözerim, eş dostla çözerim, yatıştırıcı
ilaçla çözerim…’’ tarzı varsayımlar zihnimde beliren şu örneğe benziyor.
Ağrıyan bir dişiniz var ve bu ağrıyı diş doktoruna gitmek yerine kestirme yollarla geçirme çabasına benziyor.
Bir yerde ağrı bir süreliğine dinse de, dişinizin hangi sebeplerden ağrıdığını bilemediğiniz gibi, çektiğiniz
ağrıya uygun tedaviden kısacası kalıcı bir çözüm şansından da kendinizi mahrum etmiş oluyorsunuz. Ayrıca terapi
süreci dişçi koltuğunda deneyimlenen hisler gibi değil, çok daha geniş bir yerden kapsayıcı, güvenli bağa
dayanan bir süreç:)
3."Terapiye gidersem iyice dağılmaktan korkuyorum."
Bu endişeyi taşıyorsanız size hak veriyorum çünkü psikoterapi her zaman bir rahatlama süreci değildir, bunu da
belirtmeliyim. Terapi sürecinde paylaştıklarınıza ve terapistinizle ele aldığınız konularla ilgili açığa
çıkanlar karşısında bilinçli ve bilinçsizce üzülebilir, dağılma ya da yas duyguları yaşayabilirsiniz. Terapi
odasında duygularınızla temas etmek, değişim sürecinizin iyileştirici parçalarıdır. Değişim kendi zamanınız
içinde kendi ritminiz / hızınız içinde gerçekleşir ve terapistiniz size bu duyguların içinden geçerken her daim
eşlik eder.
4."Yalnızca konuşmanın bir yararı olacağına inanmıyorum."
Terapi, konuşmaktan çok daha fazlasıdır. Konuşmak kadar duyulmak, kendimizi anlamak ve olduğumuz kişi olarak
yargılanmadan anlaşılma ve güven duymaya ihtiyacımız var.
Diğer yandan terapistiniz, siz kendi yaşamınızı parça parça açtıkça, sizin öznel dünyanızı yargılamayan, merakla
anlamaya çalışan, kendi yaşamınızla ilgili bir içgörü kazanmanıza aracılık eden, derinlemesine ve çerçevesi olan
bir ilişkiye davet eden güven bağı kurduğunuz bir ötekidir.
Eğer şu ana kadar ki aldığınız psikolojik destek de, terapistinizle bunu yaşamadıysanız bir şeyler eksik kalmış
demektir ki; seçim konusu altta belirttiğim önemli bir konudur.
5. Terapistimi nasıl seçeceğim?
Terapiye başlama kararı kadar, hangi terapistle terapinize başlayacağınız da kritik ve araştırmaya değerdir.
Öncelikle hangi üniversiteden mezun, master ya da doktorası var mı? Ruh sağlığı alanıyla ilgili hangi eğitimleri
almış bunları incelemenizi öneririm.
Tabi her üniversiteden mezun kişilerin, mesleki ilkeleri gözeten, yargısız, yansız iyi bir ruh sağlığı uzmanı
olacağı anlamına gelmez. Bu biraz insani olarak pişmekle ve ruh sağlığı alanında tecrübe kazandıkça ve önde
giden daha deneyimli terapistlerden süpervizyon alıp yetkinleştikçe yoğrulan bir süreç. Ve işin güzel tarafı
bitmeyen ve sürekli gelişen ve sizi geliştiren bir süreç olması.
Tabi terapistlerin aldıkları eğitimlerde bazı ekolle karşılacaksınız.
Psikodinamik ekol, bilişsel davranışçı ekol, şema terapi ekolü, varoluşçu ekol, geştalt ekolü vs..
Bunun anlamı şu: Ekolleri, insanın ruhsal, zihinsel, duygusal, davranışsal süreçlerini anlamak ve yorumlamak
için farklı merceklerden bakan bilimsel çerçeveler olarak düşünebilirsiniz.
Her terapistin bir alet çantası vardır ve bu alet çantasının içinde taşıdığı bazı ekoller vardır. Kendilerine
yakın gördükleri ekolleri seçmişler ve terapötik ilişkide o çerçeveleri izliyorlardır. Tabi her ekolün de kör
noktaları ve geliştirilmeye açık yönleri vardır. Dolayısıyla tek bir ekolün fanatiği olan bir terapist de
seçmemeye özen gösterin.
Bir diğer konu; çoğu ruh sağlığı uzmanı, deneyimli bir terapistle kendi terapi sürecini tamamlamadan aldıkları
bilimsel eğitimlerle danışan görebileceği varsayımına kapılır ve bir yerde danışan kendi açmazını terapi odasına
getirdiğinde terapist de kendi hayatına dair çözümlemediği aynı açmazda tıkanabilir ve danışan bir yerde değişim
ve çözüm beklentisiyle girdiği terapi sürecini hayal kırıklığı, öfke ve buna eşlik eden hislerle süreçten kopmak
zorunda kalabilir.
Dolayısıyla terapistin kendi terapi sürecinden geçmesi diğer bir önemli konu.
6. Terapistimle ne hakkında konuşacağım?
Terapi görüşmesinden önce ne hakkında konuşacağınızı net olarak bilmeniz gerekmez.
İlk seanslar, sizi terapiye getiren başlıklar kadar; sizinle ilgili bilgi aldığım bir çerçevede ilerliyor.
Terapiye başlamanızı karar verdirten konular kadar, terapi içinde gelişen konuları da seansa taşıyabilirsiniz.
7. Bir terapi seansı ne kadar sürüyor?
Yüz yüze seans ve online seans süresi aynıdır. Seans süremiz 50 dakikadır.
8. Terapiye gelmek için çok ciddi sorunlarımın mı olması gerekiyor?
Terapi ruhsal sağlığıyla ilgili farkındalık kazanmak isteyen herkes içindir. Terapide çok ciddi- az ciddi ayrımı
yapmayız.
Önemli olan sizin yaşamınızdaki karşılığı, öznel deneyiminizdir. Sizi rahatsız eden her şey sürecimizin bir
parçasıdır.